17 Şubat 2011 Perşembe

Korktukça tutsaksın, cesaret ettikçe özgür

    Kimi insanlar vardır.Bazı şeyleri kaybetmekten korkarlar.
Örneğin kendilerini.  Sırf bu yüzden susarlar.Düşüncelerini,bildiklerini ve gördüklerini belirtmek,anlatmak istemezler.
Tabiri caizse üç maymunu oynarlar."Görmedim,duymadım,bilmiyorum."
Ama hiçbir zaman bilmezler ki belki de onların anlatacakları şeyler birçok insanın hayatına bedeldir.
Ve korktukça tutsaklaşırlar ya da tutsaklaştırılırlar.
  Kimileri de kendi canı pahasına da olsa susmazlar.Cesaret ederler ve cesaret ettikçe özgürdürler.
Öldürülmek pahasına da olsa özgürlüklerinden vazgeçmezler.Bu kişileri tanımlayan en iyi söz "Ya İstiklal ya ölüm" olabilir.Düşüncelerini,gördüklerini söylerler ve anlatırlar.Böylelikle belki de çoğu kişiyi aydınlatırlar.

7 Şubat 2011 Pazartesi

ÖLENE DEK İZİNDEYİZ

Atatürk'ün izinden gidiyor olmamız sizi rahatsız mı ediyor?

Daha ço..k rahatsız olacaksınız!                                                                           
                                                       
Herkesi bir miktar parayla
Bir çuval kömürle satın almaya çalışan Recep Bey! Biz onlardan değiliz.
Onları satın aldığın gibi satın alamazsın bizi.
Müjdat Gezen'inde dediği gibi :

"İlkelerin olacak.
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu atasözlerine inanmayacaksın.
"paranın satın alamayacağı yoktur", "herkesin fiyatı vardır" gibi sözlere kanmayacaksın
onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın. "

Ve eklemek istiyorum ki
Eğer paranın bizi satın almasına izin verirsek hepimiz Recep Bey'in yalakası oluruz.
Hangi TÜRK GENCİ  paranın kendisini satın almasına izin verir?
Hangi TÜRK GENCİ ATA'mızın kemiklerini sızlatmaya cesaret edebilir?
Sızlatanlara YAZIKLAR OLSUN !

Ve biz asıl TÜRK GENÇLERİ olarak ATA'mızın izinden gittiğimiz sürece Recep Bey ve onun gibileri andım olsun ki temizleyeceğiz.
Bu sizi rahatsız ediyorsa eğer daha ço..k rahatsız olacaksınız!!

3 Şubat 2011 Perşembe

Karşılıksız Sevmek

İnsan sevdiği zaman karşılıksız sevmeli.Çünkü karşılığı aranan sevgi  gerçek sevgi değildir.Biri neden onu seviyorsun dediğinde; sevmek için bir nedenim yok onu "o" olduğu için seviyorum diyebilmektir gerçekten sevmek.Ve hiçbir zaman karşılığını beklememektir.Körüne körüne bağlanmaktır bazen ve onun yanında kendini güvende hissetmektir.Bazen de mutluluktan kanatlanıp melek gibi yükselmektir göklere, gözlerine baktığında hep bir ışık görmektir ve ümitlenmektir kimi zaman sanki bir şeyler olacakmış gibi hissetmektir.
Belki de olur kim bilir...

Kısa Hayat

(Didem Gürem'den Alıntıdır)
Aslına bakarsanız hayat çok kısa. Neler yapmak isteriz ama bir türlü bu isteklerimizi gerçekleştiremeyiz. Mesela kendinize bir bakın. Yapmak istediğiniz ama yapamadığınız ya da yapmayı atladığınız neler vardır? Belki de yapmak istediklerimizi yerine getirme şansımız olsaydı hiç düşünmez yapardınız kim bilir… Ama şimdi o şansı kendinize verin. Yapamadığınız ne varsa şuan da hiç durmadan, düşünmeden yapın. Neleri, kimlere söyleyemediyseniz hemen söyleyin ama hiç tereddüt etmeyin. Emin olun kaybedecek bir şeyiniz yok. Aksine bu size çok şey katacak. Belki de yaşamınızda çok şey değişecek. Kararsızlıklarınız, utangaçlığınız, takıntılarınız vs. belki de tamamen çözüme ulaşacak. Konuşun, konuşun ve konuşun. İçinizdeki dertleri, sevinçleri, üzüntülerinizi bile güvendiğiniz kişilerle konuşarak çözümleyin. İsteklerinizi ertelemeyin, bunun için hayat çok kısa. :) :)

Kendimizle Yaşamak

      (Didem Gürem'den alıntıdır)
Yaşıyor muyuz; Ölü müyüz belli değil. Yaşamak için ne gerekli acaba diye düşünüyorum bazen. Sevgi mi? Aşk mı? Dostluk mu? Alışveriş mi? Futbol mu? Yoksa farklı bir şey mi? Ne olduğu bilinmez ama onu bulduğumuzda değerini bileceğimizden bile şüpheliyim. Farklı ve saçma yaşıyoruz. Başkalarının düşünceleri bizim düşüncelerimizden daha önemli mesela. Mesela bunu giysem beğenirler mi? Bunu taksam yakışır mı? Şunu Leyla gibi yaptırsam mı? Hepimizin birer takıntısı var anlayacağınız. Ama başkaları için yaşamımızı sürdürmenin hiçbir anlamı yok. Buna yaşamak denmez çünkü. İnsan kendi için yaşamalı başkaları için değil. Bu hatayı sadece Nurgül, Seda ya da Merve yapmıyor. Sizde yapıyorsunuz emin olun. Sokakta kıyafeti üzerine yakışmamış birini gördüğünüzde karşıdan gelen bayanı iyice süzerken ‘’Ne kadar kötü durmuş. Hiç aynaya bakmadan çıktı sanırım evden. ‘’ demiyor musunuz? Ama bu karşıdaki bayan için ne üzücü; bir çift gözle süzülüp, yorumlanmasının yapılması. O kırmızı kıyafet ona yakışmamış olabilir ama eğer yeşilini giyseymiş beklide sizin bile imreneceğiniz bir kadın olacakmış kim bilir. Hem o, bayanın tercihi bizlerin karışması bile başkaları için yaşadığımızın göstergesi. İster pembe giyer ister sarı o, onun kendi tercihi. İsterse dünyanın en ünlü modacısı gelsin bunu değiştirmeye hakkı yok. Çünkü herkesin birer düşüncesi ve birer fikri var bunlara saygı göstermek ZORUNDAYIZ

2 Şubat 2011 Çarşamba

Diziler

Her akşam  her kanalda bir sürü dizinin yer aldığını görüyoruz.Hepsini de hiç kaçırmadan izliyoruz.Bütün
işlerimizi bırakıp televizyonun başına kilitleniyoruz.Peki ne kazandırıyor bunlar bize? Bir şeyler mi öğreniyoruz? Bana sorarsanız hayır.Ve sonucunda ortaya çıkan manzara , bilgisiz,araştırmayan,televizyon bağımlısı bir toplum.Bundan daha kötüsü de Milli bayramlarımızın tarihlerini ve hatta isimlerini bile bilmeyen gençler.Ve dahası Milli bayramlarla Dini  bayramlarımızı karıştıranlar var.
Kurban Bayramı milli bir bayrammış.Bir yaşıma daha girdim doğrusu !

Lafla yürümez peynir gemisi. (eski bir yazı)

Herkes ordan buradan oturduğu yerden sürekli konuşuyor.İcraata gelince kimsede tık yok.Belki bu yüzden ülkemiz bu halde.
Lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyorlar ama yürümez.
Her gün şehit haberleriyle sarsılıyor bir fakirin evi.Hiç ailesi zengin olup şehit olan gördünüz mü ki sorarım size?
Gündemde sürekli bi şehit haberi herkes üzülüyor ama yine uzaktan! Ahh yine gitti bir genç diyorlar ama sadece lafta bişey yapan var mı? Dur diyen var mı?
TSK bu kadar üstün teknolojik imkanlara sahipken neden PKK yı bitiremiyor.Bence işlerine gelmiyor.Yoksa işi ne bu ülkede TSK nın yapacak bir şeyi yok.Olan gencecik çocuklara oluyor.Her gün bir fidan devrilip gidiyor. Ben daha fazla diyecek söz bulamıyorum.Uzun lafın kısası artık birinin dur demesi gerekiyor.Çünkü lafla peynir gemisi yürümüyor arkadaş!!